Türkiye'ye gelen ünlü teknik adamların sonrasında bir şekilde başarısız olup, buradan ayrılmalarına çoğu kez şahit olduk esasında. Ama bu sezon Türkiye'nin harcadığı teknik direktörler kalite bakımından gerçekten küçümsenmeyecek düzeyde isimler. Mesela Schuster ve Doll'den önce bir Frank Rijkaard gerçeği vardı Galatasaray ve Türk futbolu için. Türkiye'ye ilk geldiğinde "Galatasaray, Türkiye'nin Barcelona'sı olacak" diyenler falan çıkmıştı ortaya ama sonrası malum yani. Aslında Galatasaray'a geldiğinde özellikle ilk sezonda şampiyonluğu elde edememesine rağmen pozitif futbol oynatmaya çalışmıştı ve bunda bence başarılı da olmuştu bir bakıma. Çünkü yapılan transferler ve Galatasaray'ın yapısı Rijkaard'ın kafasındaki oyun şablonuna gayet uygundu bana göre. Ama Galatasaray yönetimi en fazla bu sezona kadar sabredebildi ve Fenerbahçe maçı öncesinde bildiğiniz üzere Rijkaard ile yollar ayrıldı ve Hagi getirildi takımın başına. Hagi geldikten sonra ne değişti Galatasaray'da? Hiçbir şey. Bu yazıyı okuyanların kafasında şöyle bir fikir muhakkak oluşacaktır ; "Tabii sen Fenerbahçelisin, oturduğun yerden, klavye başından sallamak kolay " diyenler olacaktır mutlaka ama durum öyle ya da böyle ortada görüldüğü üzere.
Bir de Gençlerbirliği'nin bu sezon ortasında yollarını ayırdığı Thomas Doll gerçeği var son olarak. Onun durumu da tıpkı Rijkaard gibiydi. Yalnız onun Rijkaard'tan farkı, daha mütevazi bir takıma gelmişti ve hâl böyle olunca takımın bütçesi ve yapılan transferler de ona göre oluyor. Yapılan transferler bana sorarsanız Doll'ün Almanya'da çalıştırdığı takımlarda yaptığı transferlerin yanından geçemezdi kesinlikle ama yine de buna rağmen ilk sezonda ligi tam orta sıralarda tamamlayan ama ertesi sezon yine dibe vuran bir Gençlerbirliği vardı. Sonuç olarak Doll'e de diğerlerine yapıldığı gibi sabredilmedi ve yollar ayrıldı. Her şeyden önce şöyle bir gerçek var ki ; bunu her defasında söylüyoruz ama öncelikli olarak millet olarak sabretmeyi öğrenmemiz gerekiyor öncelikle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder