30 Mart 2012

Şüphe...

Nasıl desem, nasıl başlasam bilemiyorum. Ama bir gerçek var ki; insanlar garip, çok garip hem de. Üstüne üstlük bazı insanlara hiç anlam veremiyorum. Hele bugün yaşananlardan sonra, Fenerbahçeliliğimden şüphe etmeye başladım ciddi ciddi.

Bugün bir yanda Kadın Basketbol takımın Euroleague maçı vardı, öte yanda da malum duruşma vardı Çağlayan'da. Her açıdan yoğun bir gündü yani biz Fenerbahçeliler adına. Dün elde edilen Galatasaray galibiyetinden sonra bugünkü Rivas maçı, Galatasaray maçından kat be kat daha önemliydi ancak taraftar beklenen ilgiyi göstermedi maça. Düne nazaran baya boştu yani salon. Sonuç olarak Fenerbahçe yenildi ve Euroleague'e veda etti.

Maçın sonucundan ziyade taraftarın o salona neden gitmediği ve takıma destek olmadığı konuşuluyordu. Ben dahil, bunu savunan birçok kişi doğu şeyi savunuyor esasında. "Neden gidilmedi o maça?" Beş bin kişi daha gitmiş olsaydı o maça bugün, belki de Fenerbahçe finalde olacaktı ama, olmadı işte. Neyse, taraftarın maça gidip gitmemesine değinmeyeceğim pek fazla.

Öte yandan da Çağlayan'da malum duruşma vardı. Doğal olarak Fenerbahçe taraftarı oradaki yerini de almıştı. En az basket maçındaki kadar -hatta daha fazla- bir kalabalık vardı orada da. Sonuç olarak beklenen tahliyeler olmadı ve herkes evinin yolunu tuttu. Meselem bu değil tabii ki de. Meselem; taraftarın özellikle bugün ikiye bölünmesi.

Bir kısım var ki; "Bugün Çağlayan'a gelmeyen Fenerbahçeli değildir" havasındaydı, bir kısım da "Basketbol maçına biraz daha taraftar gelseydi durum daha farklı olurdu" havasında. Aslında evet, yukarıda da dediğim gibi, basketbol maçına bugün biraz daha fazla taraftar gitseydi her şey daha farklı olabilirdi muhakkak.

Ama bırakın bu işleri... İsteyen istediğini yapar, fakat sen kalkıp da "Bilmem nereye gelmeyen Fenerbahçeli değildir" diye ortaya saldırırsan, işte o zaman olmaz. Ki, bunu diyen tayfa da belli. 3 Temmuz sonrası ortaya çıkan 'Gerçek' Fenerbahçeliler... Size söyleyecek laf bulamıyorum artık, gerçekten lafım yok sizlere!

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben hayatımda ilk defa Fenerbahçe'nin gerçekten kaybettiğini hissettim Rivas maçında. Yani 2 gündür aklıma geldikçe o kadar moralim bozuluyor ki, tarif edemem. Çok nadir böyle yıkılıyorum.

Konu skor değil. Kraliçelerimiz hala gururumuz, hala başımızın tacı... Fakat anlam veremiyorum nasıl olur da senin takımın Avrupa'nın en iyi 4 takımından birisi olmuşken ve belki şampiyon olabilecekken orada gitmez insanlar... Arkadaş lise takımı finalleri daha kalabalık olur, inanılır gibi değil.

Antu'ya baktım... Hala daha koça kızanlar var (tipin birisi adamın memleketine kadar gitmiş). Hala yok Babkina'ydı yok Tamane'ydi, yok Nevriye'ydi diyenler var... İnsan çıldırır ya. Aklını kaybeder.

O Babkina her ne kadar kötü de oynasa genelde sana GS maçını almış. O Tamane senin en faydalı oyuncularından olmuş 3 gün boyunca... Penny'yi kaybetmişsin. Birsel'in seni maçta tutmuş. Hala daha tek tek oyuncu ismi vererek saçmalıyoruz ama toplasan bir avuç insan gelmiş takımını desteklemeye...

O kadar üzüldüm ki...

İnsanlar farkında değil. Eski statuyle Final 4 oynuyor takımımız. Ne demek olduğunu kavrayamıyor büyük bir kısım taraftarımız. Voleybolcu kızlarımız Avrupa'nın en iyi takımı olmuş. Futbol takımımız zor da olsa bir arada kalabilmiş, ve devam ediyor. Erkek basketbol takımımız zorlamış top 8i ama olmamış 7 maçtır yenilmiyor ligde.

Spor sevgisini, kulüp sevgisini, sporcunun mücadelesini falan zerre özümsememişiz. Dün ben bunu öğrendim.

Destek bir yana, oyuncularımızla gurur duyacağımız yere bazı kendini bilmezlerin yorumlarını görünce yıkıldım ya.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...