24 Ekim 2011

Fenerbahçe 0-0 Samsunspor | Saygı Duruşunda Bile Sessiz Duramamak

Yazı için attığım başlıktan daha farklı bir yazı daha çıkabilirdi belki ortaya ancak ben iki konuya aynı anda değinmek istedim bu seferlik. Evet bütün hafta boyunca yaşanan olaylar, ilk önce verilen 24 şehit ve millet olarak bu olayın şokunu üzerimizden atamamışken dün Van'dan gelen deprem haberi epey sarstı herkesi. Tabii bütün olaylar üst üste gelince, dünkü maç pek bir anlam ifade etmiyordu bizler için. Yine hafta boyunca taraftar grupları tarafından yapılan duyurularla, bu maçın çok farklı bir havada geçeceği belliydi.

Bana sorarsanız maçın en unutulmaz yanı, şehitlerimizin adlarının statta anons edilirken taraftarların "Burada!" diye karşılık vermesi ve o anda dökülen göz yaşları, her şeyin önüne geçti. Onun dışında maçtan önce dağıtılan Türk bayrakları ve yine maçtan önce tribünlerde açılan dev Türk bayrakları, milli maç havası yarattı doğal olarak.

Yapılan saygı duruşuna da değinmek gerekirse de, sırf bu maç için konuşmak elbette yanlış olur. Bizim millet olarak belli bir saygı duruşu kültürümüz yok ne yazık ki. Yani o bir dakikalık süreçte bile çenemizi kapatmayı bilmiyoruz. Dünkü maçta da çok farklı bir durum yaşanmadı ve tekbir getirenlerinden tutun da, "Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez" diye slogan atanlarına kadar çok farklı tepkilerle karşı karşıya kaldık. Benim anlayamadığım nokta, bir dakika sessiz durmak bu kadar zor mu? Şayet zorsa, statlarda veya salonlarda saygı duruşu uygulaması kaldırılsın o zaman. Veya insanlara bununla ilgili eğitim verilsin. Bu kadar net.

Neyse, o konuyu fazla uzatmadan biraz da maça değinelim. Şöyle bir durum var ki, Fenerbahçe, rakiplerinin puan kaybettiği haftalarda kazanmasını bilmiyor. Bu senelerdir böyle olmuştur. Böyle de cömert bir takım olma özelliğine sahibiz işte. Sahada oynan futbol ise, pek memnun etmedi açıkçası beni. Geçen hafta Mersin deplasmanında kazanmamıza rağmen orada sallanan bir görüntü içerisindeydi takım. Bu haftada o sallantı devam etti ve sonuç olarak yine Şükrü Saraçoğlu'nda puan kaybı yaşadı Fenerbahçe. Manisaspor maçından sonra, iç sahada yaşadığımız ikinci puan kaybı oldu böylelikle. Deplasmanlarda ise durum bunun tam tersi, takım sürekli kazanıyor.

Bir sonraki maç Beşiktaş ile. Aslına bakarsanız, derbi öncesi puan kaybetmek, takım üzerinde ekstra bir motivasyon yaratabilir diye düşünüyorum. Zira birçok kez bu böyle olmuştur. Umarım bu maçta da aynısı olur ve Fenerbahçe, İnönü deplasmanından galip döner...

Burada!



Söyleyecek pek fazla söz yok. Sadece susup dinleyelim. Ha, bir de saygı duruşunda sessiz durmayı bile beceremeyen bir milletiz, ne yazık ki.

8 Ekim 2011

Türkiye 1-3 Almanya

Yaklaşık bir aydır buraya tek kelime yazmadım. Bunun sebebini bir önceki yazı da açıklamıştım ama en fazla bir ay dayanabildim görüldüğü üzere. Yine çok sık olmamakla beraber, buraya elimden geldiğince içimden geçenleri yazacağımı da belirteyim ayrıca. Neyse, onu bir kenara bırakıp asıl konumuza gelelim. Dün bildiğiniz üzere Almanya maçı vardı ve aslına bakarsanız rakip Almanya olmasına rağmen, içimde gram heyecan yoktu bu maç için. Bunun tek bir nedeni var, 3 Temmuz'da yaşanan olaylar ve sonrası... O olaylardan sonra bu ülkede futbol adına yaşanan hiçbir gelişme umrumda değil artık. Zaten milli takımın oynadığı futbol da ortada. Değişen hiçbir şey yok yani.

Almanya'nın gruptan çıkmayı garantilemesi ve maçı kendi sahamızda oynayacak olmamız ilk başta ibreyi bize çeviriyordu ama maç başlayınca işler tamamen tersine döndü. Oynanan futbol için gerçekten söyleyecek söz yok. Hani böyle oynamaya devam edeceksek, bizim yerimize Belçika çıksın gruptan. Evet evet, Belçika çıksın. Kaldı ki ikinci olmamız durumunda Rusya, İsveç, Hırvatistan, Danimarka gibi takımlardan birinin rakibimiz olacağını düşününce, hakikatten Euro 2012'ye gitmeyelim diyorum kendi kendime. Bu oyunla, bu oyuncularla işimiz zor.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...