Nasıl desem, nasıl başlasam bilemiyorum. Ama bir gerçek var ki; insanlar garip, çok garip hem de. Üstüne üstlük bazı insanlara hiç anlam veremiyorum. Hele bugün yaşananlardan sonra, Fenerbahçeliliğimden şüphe etmeye başladım ciddi ciddi.
Bugün bir yanda Kadın Basketbol takımın Euroleague maçı vardı, öte yanda da malum duruşma vardı Çağlayan'da. Her açıdan yoğun bir gündü yani biz Fenerbahçeliler adına. Dün elde edilen Galatasaray galibiyetinden sonra bugünkü Rivas maçı, Galatasaray maçından kat be kat daha önemliydi ancak taraftar beklenen ilgiyi göstermedi maça. Düne nazaran baya boştu yani salon. Sonuç olarak Fenerbahçe yenildi ve Euroleague'e veda etti.
Maçın sonucundan ziyade taraftarın o salona neden gitmediği ve takıma destek olmadığı konuşuluyordu. Ben dahil, bunu savunan birçok kişi doğu şeyi savunuyor esasında. "Neden gidilmedi o maça?" Beş bin kişi daha gitmiş olsaydı o maça bugün, belki de Fenerbahçe finalde olacaktı ama, olmadı işte. Neyse, taraftarın maça gidip gitmemesine değinmeyeceğim pek fazla.
Öte yandan da Çağlayan'da malum duruşma vardı. Doğal olarak Fenerbahçe taraftarı oradaki yerini de almıştı. En az basket maçındaki kadar -hatta daha fazla- bir kalabalık vardı orada da. Sonuç olarak beklenen tahliyeler olmadı ve herkes evinin yolunu tuttu. Meselem bu değil tabii ki de. Meselem; taraftarın özellikle bugün ikiye bölünmesi.
Bir kısım var ki; "Bugün Çağlayan'a gelmeyen Fenerbahçeli değildir" havasındaydı, bir kısım da "Basketbol maçına biraz daha taraftar gelseydi durum daha farklı olurdu" havasında. Aslında evet, yukarıda da dediğim gibi, basketbol maçına bugün biraz daha fazla taraftar gitseydi her şey daha farklı olabilirdi muhakkak.
Ama bırakın bu işleri... İsteyen istediğini yapar, fakat sen kalkıp da "Bilmem nereye gelmeyen Fenerbahçeli değildir" diye ortaya saldırırsan, işte o zaman olmaz. Ki, bunu diyen tayfa da belli. 3 Temmuz sonrası ortaya çıkan 'Gerçek' Fenerbahçeliler... Size söyleyecek laf bulamıyorum artık, gerçekten lafım yok sizlere!